Vergi Müfettişliği Mesleğinin Dönüşümü-1 (Meslek Tüneli)

Yazar Taha ÇAKIR

Geçtiğimiz haftalarda sağlık çalışanı bir arkadaşımla yaptığımız sohbet vesilesiyle Muhammed Elyasa Koytak hocamızın  “Mesleğin Dönüşümü: Hekimler ve Avukatlar” başlıklı doktora tezini okuma fırsatım oldu. Oldukça detaylı ve zahmetli bir araştırmanın ürünü olan tezi bitirdiğimde hocamızın konuları ele alış yöntemi ve değerlendirmeleri ile araştırma sürecinde avukat ve hekimlerle yapılan mülakatlarda ele alınan hususların bizim mesleğimizle (Vergi Müfettişliği) olan benzerliklerinden çok etkilendiğim için hem teze ilişkin aldığım notları paylaşmak hem de konu bağlamında vergi müfettişliği mesleğinin dönüşümü üzerine yazmak istedim.

Vergi müfettişliği mesleğinin dönüşümü üzerine yazı yazmamın nedenini kısaca açıklamak gerekirse, geçmişten günümüze ülkemizde vergi adaleti ile vergi kayıp ve kaçakları ile mücadele konularının her devirde güncelliğini koruduğu konusunda herkesin hemfikir olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla vergi denetim birimleri ile vergi inceleme elemanlarının faaliyetleri hakkındaki çalışma ve tartışmaların da gündemden düşmediğini söylemek mümkün.Takip ettiğim kadarı ile bu konudaki tartışmalar/çalışmalar ağırlıklı olarak ya bir takım oran ve rakamların (vergi inceleme oranları, kesilen cezalar, müfettiş sayıları vb. ) geçmişle kıyaslanması üzerinden yapılıyor ya da vergilendirme sürecinin paydaşları (mükellefler, meslek mensupları vb.) ile eski vergi inceleme elemanlarının deneyimleri üzerinden ele alınıp hikayenin sonu bir şekilde mevcut duruma/çalışanlara eleştiri şeklinde noktalanıyor. Özetle ya rakamları yarıştırıyoruz ya da hikayeye biz 1995 yılında Kayseri Turnesindeyken… diye başlayıp 2024 yılında yapılan uygulamaları eleştirerek bitiyoruz. Fakat ne idare 90’ların idaresi ne de mükellef  90’ların mahcup ve minnettar mükellefi. Dolayısıyla mesleğin geçirdiği dönüşümü dikkate almadan yapılan bu yorumların haklılık payı olsa da eksik olduğu düşündüğüm için gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.

Koytak hocamız tezinde farklı kıdem ve konumlardan 19 hekim ve 18 avukatla derinlemesine mülakatlar yaparak çalışma hayatı ve ilişkilerinin güncel dönüşümü bağlamında  2000’li yıllara kadar gelir, statü ve otorite anlamında kazançlı ve imtiyazlı bir toplumsal konuma sahip olan hekimlik ve avukatlık mesleklerinin dönüşümünü araştırmış. Araştırmasında meslekleri ilk olarak tarihsel bağlamda ele aldıktan sonra mesleğe giriş sürecinden başlayarak mesleklerin hususi yapılarını ve dönüşümlerini incelemiş. Ayrıca araştırma sürecinde mesleki dönüşümlerin anlaşılabilmesi adına meslek tüneli, meslek düğümü, mesleğin asimetrik yapıları, meslek basıncı, mesleğin geçirgen yapıları, büro sermayesi, meslek çözülmesi, mesleki halet-i ruhiye kavramlarını geliştirmiş.

Bende sosyoloji üzerine eğitimim olmadığı için amatör ruhla hocamızın geliştirdiği kavramlar ve değerlendirmelerden yararlanarak Vergi Müfettişliği mesleğinin dönüşümünü üzerine düşüncelerimi üç bölümde paylaşmayı planlıyorum. Bu yazımda esas meseleye geçmeden önce çok kısaca mesleğin geçmişinden ardından da meslek tünelinden bahsedeceğim. İkinci ve üçüncü yazılarımda ise dönüşümün en çok hissedildiği alanlar olan müfettiş – mükellef ile müfettiş – piyasa ilişkisinden bahsetmeyi planlıyorum. Başlamadan önce son olarak bu yazıları yazarken taşıdığımız sorumluluğun farkında olarak elimden geldiğince farklı yerlere çekilebilecek hususları yazmaktan imtina ettiğimi de belirtmek isterim.

Mesleğin dönüşümünü anlamak için mesleğin tarihsel geçmişine bakılması zorunlu olduğundan çok kısaca mesleğin geçirdiği aşamalardan bahsedeceğim. Bu konuda daha detaylı bilgi için akademisyen Abdullah Marufoğlu İle Ramazan Gökbunar’ın kaleme aldığı “Başbaki Kulluğu’ndan Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’na Vergi Denetim Müesseseleri, Günümüz Sorunları ve Çözüm Öneriler” başlıklı makale incelenebilir. Makalede de ele alındığı üzere ülkemizde 2011 yılına kadar vergi denetimi Maliye Bakanlığı içerisinde dört farklı kurum (Maliye Teftiş Kurulu, Hesap Uzmanları Kurulu, Gelirler Kontrolörlüğü ve Vergi Denetmenleri  ) tarafından gerçekleştirilirken, 2011 yılında bu kurumlar Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı (VDK) çatısı altında birleştirilmiş olup vergi incelemesi teftiş ve soruşturma işlerini yapmak için Vergi Müfettişliği kadrosu ihdas edilmiştir. Dolayısıyla Vergi Müfettişliği unvanı 2011 yılından itibaren mevcut olsa da vergi inceleme elemanlığı mesleğinin dönüşümünü anlamak için kapanan kurumların tarihlerine bakılması gerekir.

Kapanan kurumlardan Maliye Teftiş Kurulu ile Hesap Uzmanları Kurulu doğrudan bakana bağlı olarak faaliyet gösterirlerken Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü/Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde faaliyet göstermişlerdir, Vergi Denetmenleri ise ilk olarak Defterdarlık ve Gelirler Bölge Müdürlükleri sonrasında GİB çatısı altında  29 ilde yer alan Vergi Dairesi Başkanlıklarına bağlı olarak faaliyet göstermişlerdir.

Kapanan kurulların faaliyetlerinden kısaca bahsetmek gerekirse kuruluşu 1879 yılına kadar uzanan ve doğrudan bakana bağlı olarak faaliyet gösteren Maliye Teftiş Kuruluna bağlı Maliye Müfettişleri vergi incelemesi yetkisine sahip olmakla birlikte esasen teftiş ve soruşturma ağırlıklı faaliyetler bulunmuşlardır. Geçmişi 1945 yılına uzanan ve doğrudan bakana bağlı olarak faaliyet gösteren Hesap Uzmanları Kuruluna bağlı Hesap Uzmanlarının esas uzmanlık alanları ise vergi incelemesidir. Gelirler Kontrolörlüğü ile Vergi Denetmenliğinin kökeni de esasen 1936 tarihli 2996 sayılı “Maliye Vekâleti Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanuna dayanmakla birlikte zaman içerisinde unvan değişikliği olmuştur. (Varidat Kontrolörlüğü > Gelirler Kontrolörlüğü) (Varidat Kontrol Memuru > Gelir Kontrol Memuru > Vergi Kontrol Memuru > Vergi Denetmeni ) Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı 1973 yılında Gelirler Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş olup Gelirler Kontrolörlerinin görevleri de genel müdürlük bünyesinde iç ve dış denetim ile vergi incelemesi yapmaktır. Vergi Denetmenleri de Defterdarlık ve Vergi Dairesi Başkanlıkları emrinde vergi incelemesi ile taşra gelir birimlerinde denetim yapmakla görevlendirilmişlerdir.

Kapanan kurumlara (Maliye Teftiş Kurulu, Hesap Uzmanları Kurulu, Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı ) zorlu sınavlar sonucu alınan az sayıda personelin üstadlık ilişkisi içerisinde zor ve yoğun bir yardımcılık süreci ile yetiştirilmesinin ardından kamu bürokrasisi ile özel sektörde önemli mevkilere geldikleri bilinmektedir. Musa Arı’nın “İnformel Bir İktidar Tipolojisi: Türk Kamu Bürokrasisinde Üstatlık” başlıklı doktora tezinde aktardığı üzere geçmişte Maliye Bakanlığının bu kurumlarına girmek dikey sosyal hareketliliği de sağlaması nedeniyle statü asansörüne binmeye benzetilmekteymiş. Tarihsel süreçte Vergi Denetmenleri içerisinden de kamu bürokrasisi ile özel sektörde önemli mevkilere gelen çok sayıda üstadımız olmakla birlikte mesleğe giriş tek başına statü asansörüne binmek anlamına gelmemekteymiş.

Diğer taraftan Maliye’de bu kurulların içerisinde yetişenlerin devlet bürokrasisindeki etkinlikleri zamanla değişime uğramış olup Arı’nın tezinde aktardığına göre bürokrasi içerisindeki bu güç savaşının başlangıcını 1961 yılında DPT’nin kurulma süreci ile 1980 yıllarda Hazinenin müstakil yapılandırma çalışmalarına kadar gittiğini savunan görüşler mevcut. Özetle geçmiş dönemlerde de bu kurulların etkinliği siyasal ve toplumsal gelişmelere bağlı olarak değişebiliyormuş. Bununla birlikte tıpkı hekimlik ve avukatlıkta olduğu gibi bu meslekler son yirmi beş yılda büyük dönüşüm geçirmiş. Özellikle 2011 yılında Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının kurulmasıyla yaşanan kurumsal yapıdaki değişiklikler bu dönüşümü hiç olmadığı kadar hızlandırmış.

Amacım vergi müfettişlerinin nasıl yetiştirildiğini anlatmak olmamakla birlikte yaşanan dönüşümü anlamak için dönüşümün özünde yer alan vergi müfettişlerinin geçtiği meslek tünelinden bahsetmek gerekiyor. Hocamız tezinde “meslek tüneli” kavramını mesleğe ilk yönelimlerin başladığı aşamadan mesleki eğitim boyunca devam eden, yetkili bir meslek mensubu olmak için pratik ve bürokratik gerekliliklerin tamamlanmasıyla sona eren süreç olarak ifade etmiş.

Mevcut vergi müfettişlerinin yaklaşık %70’nin kıdem ve yaş ortalaması benzer olduğundan (bende aynı grup içerisinde yer alıyorum) meslek tüneli kavramını kendi sürecim üzerinden anlatmak istiyorum. Meslek tüneli benim için 2012/Eylül döneminde üniversitenin son sınıfında KPSS hazırlık süreci ile başlayıp 2020/Şubat döneminde Vergi Müfettişliği kadrosuna atanmam ile tamamlanan yaklaşık 7,5 yıllık bir sürece tekabül ediyor ki mevcut çoğunluk içinde süreç üç aşağı beş yukarı aynıdır.

Bu süreçte ilk olarak 2013 Haziran ayında üniversiteden mezun olduktan sonra Temmuz döneminde KPSS alan sınavına girerek hatırı sayılır bir puan almıştım. (mesleğe başvuru yaptığım puan türünden 88 veya 89 puan almıştım. Mesleğe adım attığımız andan itibaren bir çok kez mesleğe giriş sürecimizle ilgili art niyetli tavırlarla muhatap olduğumuzdan dolayı bu noktayı vurgulama ihtiyacı hissediyorum ) Sonrasında Eylül ayında VDK’ nın açtığı test usulü giriş sınavına katıldım. Yazılı aşamayı geçtikten sonra giriş mülakatı olmuştu. Yazılı sınav ile mülakat süreci 2014/Kasım gibi olumlu sonuçlanınca güvenlik soruşturması aşaması başladı. Bu sürecin de  2014/Temmuz döneminde tamamlanmasıyla Ankara’da temel eğitim programı ile mesleğe ilk adımı attım. Yaklaşık 6 ay süren temel eğitim sürecinde Ankara’nın sıcağında haftanın beş günü  kravat düğmesi bile ilikli olacak şekilde takım elbiseli olarak vergi kanunları, muhasebe, milli emlak teftiş ve soruşturma üzerine eğitimler alarak her iki haftada bir sınava tabi tutulduk. Eğitimin sonunda yapılan genel sınavın ardından da gruplara gönderildik. Gruplarda üstadların yanında  yaklaşık 3’er aylık iki refakat çalışması yaptıktan sonra tekrar Ankara’ya bir aylık hizmet içi eğitime gittik. Hizmet içi eğitim sonu yapılan sınavın ardından tekrar üstadların yanında 3’er aylık iki refakat çalışması yapıp fiilen on sekiz aylık çalışma süresini tamamladıktan sonra tek başımıza inceleme yapabilmek için yetki sınavına girdik.

Yetki sınavını geçtikten sonra bir buçuk iki yıl kadar tek başımıza inceleme yaparak  performans değerlendirmesinde başarılı olduktan  sonra dört gün boyunca her bir oturumu beş saat süren klasik usulde yapılan yeterlilik sınavına girdik. Yeterlilik sınavının yazılı aşamasını da geçtikten sonra yeterlilik mülakatına girdik. Yeterlilik mülakatının da olumlu sonuçlanmasının ardından atamamızın Resmi Gazetede yayınlanması ile meslek tüneli tamamlanmış oldu.

 Bu noktada maliyedeki ustadlık müessesi nedeniyle yardımcılık döneminin sınavlara çalışmaktan ibaret olmadığını sürekli olarak üstadlar tarafından denetim ve gözetim altında olunduğunun da altını çizmek gerekiyor. Hatta bu nedenle yardımcılık sürecinde efsane mi gerçek mi olduğuna karar veremediğimiz (Dışarda simit yediği, uygun olmayan yerlerde görüldüğü vb. nedenlerle yeterlilikten bırakılanlar olduğu gibi). çok sayıda hikaye dinlemişliğimiz var. Tabi üstadlık müessesinin vergi müfettişliğine özgü olmadığını, güçlü geleneklere sahip olan kapanan kurullardan miras kaldığını da ifade etmek gerekir. Hatta anlatılanlara göre geçmiş dönemlerde bu müessesenin çok daha sert işliyormuş.

Örneğin Arı’nın tezinde Bener’den aktardığına göre müfettiş yardımcılarına nasihat veren başkanın; “Buradan İstanbul’a gideceksiniz. Orada bir müfettiş yanında çalışacaksanız. Yanında çalışacağınız müfettiş sizin Allah’ınızdır. Ona göre davranın….” şeklinde nasihati o dönem için çok sıradanmış.

Bizim yardımcılık dönemimizde üstadlık müessesi bu kadar sert işlemiyordu. Bununla birlikte nazikçe ifade etmek gerekirse üstadlara karşı dışarıdan birinin anlamasının güç olduğu bir saygı ve ihtimam gösterme zorunluluğu vardı ki bu kötü bir şeyde değil. Bu sürecin zorlukları ile beraber  yetişmemizde büyük katkıları olan özellikle eğitimlerimizle ilgilenen üstadlar ile beraber çalıştığımız üstadların desteklerinden de bahsetmem gerekir. Yine bu dönemde herhangi bir unvana takılmadan, kıdem ve tecrübeleri gereği mesleğin bütün “kısa yollarına” vakıf olmalarına rağmen hiçbir maddi menfaat gütmeksizin (hoş gütseler de sonuç alamazlar ) özel hayatlarından da fedakarlık yaparak ilk günkü meslek aşkı ile işini yapmaya, tecrübelerini paylaşmaya devam eden üstelik bütün bunları tevazu içerisinde gerçekleştirerek isimsiz kahramanlığın hakkını veren üstadlar tanıdığım için de kendimi şanslı hissediyorum. Diğer taraftan  yardımcılık sürecinin uzunluğu da dikkate alındığında her şeyin mükemmel gitmediğini  söylemek gerekiyor. Bizim mesleğe girdiğimiz dönemde başkanlığın yeni kurulması, geçmişte yaşanan çekişmelerin izlerinin hafızalardaki tazeliği, eğitim grup başkanlığının yapılanmasının devam etmesi vb. nedenlerle zorlandığımız durumlar olmuyor değildi. Yine bazı üstadlarımız (özellikle gruplarda idari görevlerde olanlar ) konuşurken içimden “ bu üstad (haşa) Allah değilse de herhalde Allah dostu !… yoksa niye sürekli bizlerin aciz faniler olduğumuzdan bahsetsin” diye düşündüğüm oluyordu İşin ironik tarafı yardımcılara karşı  olumsuz davranışlarda bulunanların çoğunluğunun genelde eski yapıdan en çok muzdarip olanlar  olmasıydı. Bununla birlikte güncel durumda yeni yardımcı meslektaşlarımızın çok daha şanslı olduğunu, yardımcılık sürecinin başkanlık düzeyinde ele alınarak çok daha kurumsal düzenlendiğini de not düşmek gerekir.

Koytak hocamız, tezinde tünel benzetmesini hekimler için uzmanlaşma yolculuğunun (vergi müfettişliği için yardımcılık süreci) kendinden başkasıyla meşgul olma fırsatı ve hevesi tanımayacak kadar kapalı ve tek yönlü bir yapıda olması nedeniyle yaptığını ifade ediyor. Vergi Müfettiş yardımcılığı sürecinde de dikkatlerin her daim üzerinizde olması, sürekli olarak çalışmanız gereken sınavlar olduğu, yeterlilik sınavlarında başarısız olunması durumunda bütün emeklerin heba olarak memur olarak görevlendirilme riski olduğundan gerçekten başka bir işle ilgilenme fırsatınız da hevesiniz de olmuyor.

Örneğin bizimle aynı yaşlarda  mülkiye mezunu,  kariyerine Maliye Bakanlığında gelir uzmanı olarak başlayıp bir dönem Vergi Müfettişliği sınavına girmeyi düşünen, sonrasında fikir değiştirerek  yüksek lisansa başlayarak akademiye geçmiş ve şuan doçent olarak görev yapan bir hocamızı tanıyorum. Kendisine kariyerinin dönüm noktasını sorsam muhtemelen doktora yeterlilik sınavı, x yayınının kabul tarihi vb şeyler söyler. Halbuki kariyerinin dönüm noktasına vergi müfettişliği meslek tüneline girmekten vazgeçtiği tarihi eklemesi gerekir. Zira tanıdığım kadarı ile kendisi çalışkan olmasının yanı sıra “halka hizmet hakka hizmet ekolünden” geldiği için meslek tünelinin zorlukları ile mevcut iş yoğunluğu düşünüldüğünde muhtemelen evin yolunu zor bulurdu.

Meslek tünelinin ardından Koytak hocamızın tezinde mesleğin güncel dönüşümüyle meslektaşlar arasında yayılan kanaatler, hisler ve söylemler bütünü olarak ifade ettiği “Mesleki halet-i ruhiye” kavramından da bahsetmek istiyorum. Mevcut çoğunluğu oluşturan üniversiteden yeni mezun olmuş, 23-24 yaşlarındaki müfettiş yardımcılarının halet-i ruhiyesi yukarıda bahsettiğim meslek tüneli içerisinde ilerledikçe farklı duyguları bir arada yaşamaya başlıyor. Bir taraftan üstadlık ilişkisi içerisinde sürekli kontrol altında yapılan yoğun çalışmalar, verilen emekler ve yapılan incelemeler sonucunda kazanılan deneyimler tünelin sonunda bekleyen toplumsal nimetlere dair bir farkındalık yaratırken, diğer taraftan kurul başkanlığında verilen eğitimle, gruplarda mesleğin gerçek rutini arasındaki çelişki ve sorunların bizzat deneyimlenmesi, üstelik katı üstadlık hiyerarşisi içerisinde VDK’nın kurumsal kültürünün henüz tam olarak oturmamasından kaynaklı ( bizim yardımcılık dönemimiz için geçerlidir) görülen “gurbetçi” muamelesi müfettiş yardımcısının duygu dünyasını etkiliyor. Vergi müfettişi kimliğinin inşaa edildiği yardımcılık döneminde yaşananlar müfettiş yardımcısının mesleğe dair anlatılanlar ile yaşananlar arasındaki farkı bizzat deneyimleyerek yaşanan dönüşümün farkına varmasına ve arayışa neden oluyor.

Yukarıda bahsettiğim üzere yardımcılık sürecinin çok yoğun, stresli ve sert geçmesi VDK sonrası döneme özgü olmayıp kapanan kurulların yetiştirme süreçleri incelendiğinde yardımcıların çok daha sert ve yoğun bir süreçten geçtiği de söylenebilir. Fakat eski dönemlerdeki yardımcılık süreci ile VDK sonrası yardımcılık süreçlerinin birebir kıyaslanmasının da doğru olmadığını düşünüyorum. Zira ilgili kurullardaki yardımcılar, yardımcılık sürecinde zorlu aşamalardan geçerken tünelin sonunda ulaşacakları toplumsal nimetlere ilişkin akıllarında herhangi bir soru işareti bulunmayıp, yardımcılık dönemlerinin zahmetli olmakla birlikte kendilerine kariyer basamaklarını çıkmaktan farklı olarak statü asansörüne binme imkanı verdiğinin farkındaydılar.

 Günümüzde ise yaşanan mesleki dönüşümle birlikte müfettiş yardımcıları için tünelin sonunda ulaşacakları toplumsal nimetler, eski dönemlere nazaran nimet külfet dengesi açısından müfettiş yardımcısının aleyhine dönmüş durumda. Bu durumda hem toplumsal ve siyasal hayatta yaşanan değişimler hem de kurumsal yapıda meydana gelen değişiklikler müfettiş yardımcısının  geçmişin “parlak” günlerinden etkilenerek girdiği meslek tünelinde ilerledikçe tünelin çıkışında karşılaşacağı manzara konusunda kafa karışıklığına neden olduğu gibi mesleğe dair beklentilerinin de yeniden şekillenmesine yol açıyor.

Yararlanılan Kaynaklar

  • Muhammet Elyesa Koytak, Mesleğin Dönüşümü: Hekimler Ve Avukatlar, (Doktora Tezi) İstanbul Medeniyet Üniversitesi,2022
  • Musa Arı İnformel Bir İktidar Tipolojisi: Türk Kamu Bürokrasisinde Üstatlık  (Doktora Tezi), Selçuk Üniversitesi, 2019
  • Abdullah Marufoğlu ve Ramazan Gökbunar, Başbaki Kulluğu’ndan Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’na Vergi Denetim Müesseseleri, Günümüz Sorunları ve Çözüm Öneriler, Yönetim Ve Ekonomi Dergisi, 2021

You may also like

Yorum Bırakın